Borçlar Hukuku, kısaca tarafların eşit olduğu ve irade serbestîsine dayanarak kurdukları borç ilişkisini inceleyen hukuk dalıdır. Görüldüğü üzere birden fazla taraf söz konusudur ve idare hukukundan farklı olarak her iki taraf da irade ve sözleşme serbestîsine sahiptir. Ancak bunun yanı sıra şekil şartına bağlı birçok sözleşme mevcuttur. Ayrıca tarafların asıl iradelerini gizledikleri muvazaalı sözleşmeler gibi, şekil şartı arayan ancak tarafların kendi aralarında harici yaptıkları sözleşmeler ciddi sorun ve uyuşmazlık alanlarından sadece birkaçıdır.
Kişiler arasında günlük hayatta kurulan birçok borç ilişkisi, 6098 sayılı kanunda genel hatları ile düzenlenmiş olup, taraflar aksini açıkça belirtmedikçe iradelerinin kanun da belirtilen şekilde olduğu kabul edilir. Örneğin bir taşınmazın alımı için satıcıya verilen kapora, taraflar eğer aksine bir anlaşma yapmamışsa bağlanma parası olarak kabul edilir ve alıcının sözleşmeyi yapmaktan dönmesi halinde toplumdaki genel kanının aksine alıcıya kaporanın iadesi gerekmektedir. Ancak tabii burada kaparo veren alıcının, kaparo verdiğini ispatlayabilmesi gerekmektedir. Görüleceği üzere en basit borç ilişkileri bile uyuşmazlık konusu haline gelebilmektedir. Bu nedenle tarafların borç ilişkilerinde karşılaştığı ihtilaflar için profesyonel yardım almasında fayda vardır.